Ana içeriğe atla

NAZİ KAMPLARI

Bizi instagram adresimizden takip edebilirsiniz. "@tarihinicinden4" takip etmeyi unutmayın!!!
    Nazi kamp ideolojisinin temeli ırkçılığa dayanır. Irk Hitler'e göre insan varlığının merkezi ilkesi, dünya tarihinin anahtarıdır, kültürün taşıyıcısı ve yaratıcı halk Ari ırkına aittir. Ari ırkı dışında kalan ve asalak, çürüme nedeni olarak görülen Yahudiler ise diğer ırkları kirleten, zehirleyen unsur olmakla suçlanır. 19. yüzyıl sonunda ırk temizliği adı altında Almanya'da gelişen bir ideolojik akım doğmuştur.
   İlk kamp Münih yakınlarında Dachau'da mart 1933'te açıldı. Bu kampı Berlin'in kuzeybatısındaki Oranienburg, 1936'da da Sachsenhausen kampları izledi. 1937 yılında Buchenwald ve 1939'da kadınlar için yapılan Ravensbrück kampı açıldı. Bu kamplara siyasi muhalifler, Yahudiler ve adi suçlular toplanıyordu. Kötü muamele, aşağılama, açlık ve zorla çalıştırılma  bu kampların temelini oluşturuyordu. Savaş başlamadan önce bu toplama kamplarındaki tutuklu sayısı oldukça azdı.
  1939 sonrasında sayıları iyice arttı ve Alman mahkumlar azınlıkta kaldı. Toplama Kamplarına SS'ler tarafından getirilen Polonyalılar, Sovyet esirlerin gelmesiyle yaşam koşulları giderek kötüleşen kamplara toplandılar ve bu kamplara "tedrici ölüm kampları" adı verildi. Artık 12 ana kamp ve 165 uydu kampı vardı. Bu kampları 35.000 görevli koruyordu. 1944 sonbaharında kampların durumu giderek kötüleşti; salgın hastalıklar, özellikle tifüs, çalışmayla yorulan ve açlık çeken insanların ölmesine sebep oldu.
   Nazi Kamp sisteminde her esir kıyafetinin üstüne takılan yıldızın renkleri ile ayrıştırılmıştı. Siyasi tutuklular kırmızı, adi suçlular yeşil, eşcinseller pembe, Yehova şahitleri mor, toplum dışı olan Yahudiler ise siyah üçgenle tanınıyordu. Kampların genelinde iki çeşit ceza sistemi vardı, birincisi kötü muamele, zorla çalıştırılma, salgın hastalıklar, sonu gelmeyen cezalar ve işkenceler. İkincisi ise gaz odalarında doğrudan ölümdü. Birkenau'ya Avrupa'nın dört bir yanından getirilen en az bir milyon kadın, erkek ve çocuk gaz odalarında öldürüldü.
  İnsanlık dışı kamplardan sağ olarak kurtulanlar zamanla çeşitli hastalıklar yüzünden yaşamları kaybetti.

Yazımı kamp fotoğrafları yerine o dönemleri yansıtan iki film önerisi ve bir kitap tavsiyesi ile sonlandırıcam. İlk film Schındler's List, oldukça duygusal olan film, o dönemin duygusunu izleyene oldukça güzel bir şekilde yansıtıyor.

İkinci önerim ise Der Untergang ( Çöküş) Hitler döneminin son günlerinin anlatıldığı film birazdan yazacağım kitaba paralel bir anlatıma sahip. Hitler karakterinin çok net bir şekilde anlatıldığı film yine o dönem hakkında bilgi sahibi olmamızı sağlıyor.

Bir solukta nefessiz okuyacağınız bir kitap "Dünyayı Sarsan Beş Gün" yazarı Nicholas Best. İkinci Dünya Savaşının son beş gününün anlatıldığı kitap, okuyucuyu savaşın içine sokuyor. 
Bizi instagram adresimizden takip edebilirsiniz. "@tarihinicinden4" takip etmeyi unutmayın!!!